Kayıtlar

'Düşe kalka geçtik o yollardan, azıcık da yorulduk aslında'

Resim
Uzun zaman sonra beni bu blog'un başına oturtan şey bu şarkı sözü. Nereye olduğunu bilmediğimiz bir yolda, dönüşleri dahi bilmeyip sinyal veremediğimizden, bir sürü duyguyla çarpışıyoruz. Bazılarından aldığımız hasarları önemsemeyip yolumuza devam ediyoruz. Kendimize dahi söylemiyoruz hasar kaydı oluşmasın diye. Düşüyoruz kalkıyoruz ama hiç çaktırmıyoruz.  Bazen de bir deniz manzarasında hem yüreğimizi hem direksiyon hakimiyetimizi bırakıyoruz. Yeniden yolumuza devam etmek de bir tercih meselesi. Yolda başka güzellikler var mıdır yoksa bu dünyanın en güzel manzarası mıdır bilmiyoruz. Benim bu soruya kendim için şöyle bir cevabım var. Her gün bu manzara da sizin için çabalayıp üzerindeki kara bulutları dağıtmaya çalışıyor, her gün güneşin sizin için doğmasını sağlıyor,  yağmurlu bir günden sonra sizden gökkuşağını esirgemiyorsa orası dünyanın en güzel manzarasıdır. Eğer hala manzaranızı bulamadıysanız, yol güzelliklerle dolu. Ha eğer bulduysanız da dörtlülerinizi kapatma cesare...

Ağlama Duvarı: Dünya Dursana!

Resim
 Az önce kronometrem açık zamana karşı bir iş yaparken, elim sayacı durdurmaya gitti. Biraz dinlenmek, soluk almak istedim. Size de oluyordur mutlaka. Filmlerin heyecanlı sahnelerini de tek başımayken izleyemem ben mesela. Durdururum, olabilecek tüm ihtimalleri düşünüp öyle izlemeye devam ederim. Keşke hayatı da bi durdurabilsek, bi soluklansak.. Kafamızda bütün planlarımızı oluşturup, her şeyi iyice ölçüp tartıp öyle devam edebilsek.. Şu an kronometre duraklatılmış bir vaziyette yeniden başlatmamı bekliyor, ama inanın bu duraklattığım sürede hiç dinlenmeye vakit bulamayıp bu yazıyı yazmaya koyuldum. Çünkü biliyorum ki kendi sayacım akmaya devam ediyor.. Ne kadar bağdaştırırsınız bilmiyorum ama çok fazla beğendiğim bir söz var. 'Dün intihar etmiş olsaydın, bugün ne kaçırmış olacaktın?' Biliyorum içinde bulunduğumuz dönem dolayısıyla hevesimiz yok, önümüzü göremiyoruz, umudumuz yok. Ama ben ara ara bu soruyu kendime soruyorum ve aldığım cevaplardan hiç memnun değilim. Umuyorum k...

Ağlama Duvarı: Yıl Dönümümüz Kutlu Olsun Covid 19 !

Resim
Olur da pandemi hakkında bütün kayıtlar silinirse diye, ben de varlığına bir kanıt olarak nefret söylemlerinde bulunmak istiyorum.. Dürüst olmak gerekirse, pandeminin beni dönüştürdüğü insan hakkında ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Var olan duvarlarımızı inatla üzerimize yıkmaya çalışmasıyla hepimiz birer yaşam üçgeninde 90'lar pop dinleyerek diğer güne uyanmaya çalışıyoruz. Bu konuda biraz kızgınım. Diğer yandan, her gün katlanmak zorunda olduğumuzu düşündüğümüz insanlara, davranışlara rest çekebilme özelliği kazandığımızı düşünüyorum. Bunun içinse minnettarım. Yazımın başında gördüğünüz ıssız bir ormandaki o eve hepimiz sosyal medyadan aşinayız. Ne postlar, ne twitler atıldı hakkında.. 'Netflix ve sınırsız internet olsa sonsuza kadar yaşarım'cılar, ee n'aptık o işleri? Hepimiz apartman dairelerinde sınırsız internetle, dünyanın dört bir yanına ulaşıp iletişime geçme imkanımız varken hem kendimize hem çevremize ıssızlaşmadık mı? Ben bu yaşam üçgeni işini sevdim de, playli...

Ortamlarda Satılacak Bilgiler: Apple'ın Simgesi Nereden Geliyor?

Resim
Herkese Merhaba! 'Ben bu internete para veriyorum ya' dedirtmeyen bloguma öğrendiğimde tüylerimi diken diken yapan bir bilgiyle başlamak istiyorum. Almanya tarihi hakkında çok fazla film izlemiş olmama rağmen, The Imitation Game: Enigma'yla tanışmam bir hayli geç oldu. Öncelikle 'Engima'nın ne olduğunu bilmeyenleriniz varsa, hemen bir ön bilgi vereyim. Enigma, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın gizli mesajları iletmek ve daha sonra çözmek amacıyla kullandığı bir şifre makinesi. Filmimiz de bu makineyi alt etmeye çalışan Matematikçi Alan Turing'in çalışmalarını konu alıyor. Alan Turing, şifreyi çözmek için hepimizin bildiği o 'eskiden bilgisayarlar bir oda büyüklüğündeydi' tanımlamasına uyan makineyi icat ediyor. Makinenin icadıyla, hamleleri hızla çözümlenen Almanya savaşı kaybetmeye başlıyor. Savaş sonrasında 'Enigma'nın çözüldüğünün bilinmesi istenmediğinden Turing'e bu makineyi yok etmesi söyleniyor. Ve böylelikle ilk bil...

Ben Kimim de Bunları Anlatıyorum?

Resim
Aşırı yüksek sesli bir merhaba demişim gibi düşünelim lütfen! Edindiği en ufak en saçma bilgiyi bile koştur koştur etrafındakilere anlatan bir kızın sesini duyacaksınız burada. Ben Elif. 21 yaşında, hala en iyi olduğu şeyi bulamadığı için kendini arayan, çok araştıran, çok deneyen, gençliğinin sonbaharında bir kız. Neden buradasın diye soracak olursanız, şak diye otuzuma gelmekten çok korkuyorum. 20li yaşlarımı hatırlanabilir kılmak için çıktığım bu yolda umuyorum ki benimle birlikte yürürsünüz!